Sağlık Turizmi: Türkiye'nin Yükselen Değeri
Bu sektör kapsamında; kaplıcalar, şifalı çamurlar ve tıbbi tedaviler gibi çeşitli sağlık turizm- mi hizmetleri bulunmakta ve bu yıl boyunca ziyaretçi çekilebilmektedir.
Sağlık Turizminde Markalaşma Adımları
Sağlık turizmi alanında Türkiye’nin ve özellikle Antalya’nın büyük bir potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye, sağlık turizminde dünya çapında tanınan bir destinasyon olma yolundadır. Bu yolda atılması gereken adımların başında markalaşma gelmektedir. Sağlık turizminin markalaşması için bazı adımlar büyük önem taşır. Bu adımlar, Türkiye’nin sağlık turizmindeki liderliğini pekiştirmeye yardımcı olacaktır.
“Ormanda Dosdoğru Bir Yol Açmaya Çalışıyoruz...”
Şu anda yapmaya çalıştığımız işi ormanda yol açmaya benzetebiliriz. Mümkün olduğunca az ağaç keserek dosdoğru ve herkesin daha sonra kolaylıkla kullanabileceği geniş bir yol açmaya çalışıyoruz.
Markalaşmanın temel taşı, tanıtım ve pazarlama faaliyetleridir. Türkiye ve Antalya’nın sahip olduğu eşsiz imaj, ülkenin sağlık turizminde marka değerini artırmada kilit bir rol oynamaktadır. Ulaşım olanakları, profesyonel sağlık ekibi, uzman doktorlar, modern teknoloji, lüks konaklama hizmetleri ve kaliteli sağlık kuruluşları gibi unsurlar, Türkiye’nin sağlık turizminin vizyonunu güçlendirmektedir. Bu unsurların etkili bir şekilde tanıtılması, markalaşma yolunda önemli bir adımdır.
Markalaşma sürecinde sivil toplum kuruluşlarının, kamu ve özel sektör sağlık kuruluşlarının ve üniversitelerin işbirliği büyük önem taşımaktadır. Bu paydaşlar, sağlık turizminin geliştirilmesine katkıda bulunabilirler. İş birliği, sektörün büyümesini hızlandırarak Türkiye’yi sağlık turizminin merkezi konumuna getirilebilir.
Sağlık turizminin tanıtımında etkinliklerin önemi büyüktür. Fuarlar ve kongre etkinlikleri dışında sosyal medyanın da etkin kullanımı çok önemlidir. Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyelini uluslararası alanda göstermek amacıyla, ülke imajını zedelemeyecek şekilde tanıtımlarımızı yapmalıyız. Bu reklam çalışmalarını bir bütün olarak düşünmek gerekmektedir. Bu gibi araçlar, Türkiye’nin sağlık turizmindeki liderliğini ve kalitesini vurgulamak için kullanılmalıdır.
Ulaşım, Konaklama ve Nitelikli Hizmet
Türkiye, dünya genelinde birçok ülkeden gelen hastalar için erişilebilir bir konumda. Bu durum ülkemizi sağlık turizmi için ideal bir seçenek haline getiriyor. Türkiye uluslararası havaalanlarına ve güçlü havayolu şirketlerine sa- hiptir. Birçok büyük şehir ve ülke ile havayolu bağlantısı mevcuttur. Bu sayede, dünyanın dört bir yanından hastalar, hızlı ve rahat bir şekilde Türkiye’ye ulaşım sağlayabilmektedirler. Ulaşımdaki bu kolaylık, Türkiye’yi sağlık turizmi destinasyonu olarak öne çıkarmaktadır.
Yabancı dil eğitimi ve sağlık personelinin eğitimi, sağlık turizminin gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Hastaların dillerini konuşabilen ve uluslararası standartlarda hizmet sunabilen sağlık çalışanları, bu sürecin bir parçasıdır. Nitelikli hizmet, marka değerini artırmak ve sağlık turizmi faaliyetlerinin daha hızlı, etkin ve kalıcı olmasında önem arz etmektedir.
Sağlık turistleri, tedavi sürecinde konaklama ihtiyacı duymaktadır. Bu nedenle, konaklama hizmetleri sağlık turizminin önemli bir koludur. Konaklama hizmetleri, oteller, pansiyonlar ve diğer konaklama tesisleri tarafından sunulmaktadır. Ülkemiz ve özellikle Antalya, sağlık turistleri için sadece tedavi değil, aynı zamanda konaklama konusunda da yüksek düzeyde konfor sunmaktadır. Şehirde, lüks otellerden butik konaklama seçeneklerine kadar geniş bir yelpazede konaklama imkânı mevcuttur. Hastalar, tedavilerinin ardından konforlu otellerde konaklama fırsatı bulmaktadır. Bu konaklama imkânları, Antalya’nın sağlık turizmindeki güçlü konumunu daha da vurgulamakta ve hastaların tedavi süreçlerini konforlu bir şekilde geçirmelerini mümkün kılmaktadır.
Hasta ve refakatçileri genellikle tedavi süreci dışında da zamanlarını değerlendirmek isteyebilmektedirler. Bu nedenle, turistik faaliyetler sağlık turizminin önemli bir parçasıdır. Turistik faaliyetler arasında doğa yürüyüşleri, tarihi yerleri ziyaret etmek ve diğer etkinlikler yer alabilmektedir. Bu imkânlar hastaların seyahat deneyimini daha da zenginleştirmektedir. Sağlık turizminin en önemli kollarından biri hastaneler, klinikler, doktorlar ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından sunulan tıbbi hizmetlerdir. Sağlık turistleri, dünya standartlarında sağlık hizmetleri alma beklentisi ile bu yolculuğa çıkarlar. Bu tarz bir turizm günümüzde birçok insanın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için tercih ettiği bir seyahat biçimi haline gelmiştir. Bu büyüyen sektör, yurt içinden veya yurt dışından gelen hastaların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıran ve tedavi süreçlerini yönlendiren sağlık turizmi acentelerine de ihtiyaç duymaktadır. Sağlık turizmi acenteleri, hastaların sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için sağlık hizmeti sağlayıcıları ve hastalar arasında bir köprü görevi üstlenirler. Bu köprü görevi, hastaların tedavi süreçlerini daha sorunsuz ve etkili hale getirir. Acenteler, hastalar için tıbbi danışmanlık, uygun tedavi planlarının oluşturulması, en iyi hastane ve doktor seçimi, tedavi programlarının düzenlenmesi, seyahat düzenlemeleri ve dil desteği gibi kapsamlı hizmetler sunar. Sağlık turizmi acenteleri, hastaların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıran ve tedavi süreçlerini düzenleyen önemli aktörlerdir. Sağlık turizmi sektörünün gelişmesi için seyahat acenteleri vazgeçilmezdir ve bu iş birliği sürdürülmelidir.
Türkiye Gelecekte Sağlık Turizminde Güçlü Bir Konuma Sahip Olabilir
COVID-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına aldığında, Türkiye sağlık sisteminin gücünü tüm dünyaya kanıtlamıştır. Hızlı tepki, etkili yönetim ve sağlık personelinin özverisi sayesinde, salgının yayılması kontrol altına alınırken, hastalara yüksek kalitede sağlık hizmetleri sunumu sürdürülebilmiştir. Türkiye’nin sahip olduğu sağlık altyapısı ve deneyimli sağlık profesyonelleri, dünya genelinde övgü almıştır. Bu zorlu dönemde sağlık sisteminin gücü ve kalitesi, ülkenin sağlık turizmi açısından da çekici bir destinasyon olabileceğini bir kez daha kanıtlamıştır.
Turizm, dünya genelinde hızla büyüyen bir sektör haline gelirken, sağlık turizmi de bu büyümenin önemli bir parçası olmuştur. Çeşitli turizm türleri arasından ayrışarak ön plana çıkmıştır. Türkiye uzun yıllardır başarı ile sürdürdüğü deniz turizmi faaliyetlerinin yanı sıra sağlık turizmi ile farklı destinasyonlardan, yüksek gelir grubundan sağlık turisti getirebilecek potansiyele de sahiptir.
Sağlık Bakanlığı ilgili kuruluşu USHAŞ’tan elde ettiğimiz TÜİK kaynaklı veriler sektörün gelişimini ve ekonomiye katkısını göstermektedir. 2019 yılında sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında ülkemizde 701.046 hasta sağlık hizmeti almıştır. Sağlık ve tıbbi nedenlerle gelen yabancı ziyaretçi ve yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri 2019 yılında 1.492.438.000 ABD doları tutarında gerçekleşmiştir. 2020 yılında yaşanan küresel salgın sebebiyle sağlık turisti sayısında gözle görülür bir azalma meydana gelmiştir. 407.423 hasta, sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi tercih etmiştir. Sağlık turizmi ve tıbbi nedenlerle gelen yabancı ziyaretçi ve yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri, 2020 yılında 1.164.779.000 dolara gerilemiştir. 2021 yılında 670.730 kişi sağlık hizmeti almış ve buradan elde edilen gelir 1.726.973.000 dolar tutarında gerçekleşmiştir. 2022 yılında toplam 1.258.382 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan elde edilen gelir 2.119.059.000 dolar tutarında gerçekleşmiştir. 2023 yılında toplam 1.538.643 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan
3.006.092 bin ABD Doları tutarında gelir elde edilmiştir. 2024 yılının ikinci çeyreğinde ise 801.723 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve 1.621.922 bin ABD Doları tutarında gelir elde edilmiştir. Bu veriler Türkiye’nin sağlık turizmi sektöründe güçlü bir konuma sahip olduğunu ve gelecekte de büyümeye devam edeceğini göstermektedir.
“Sağlık Turizmi, Türkiye’nin küresel arenadaki konumunu pekiştiren bir dinamik”
Ülkemizin ilerleyen süreçte sağlık turizmi gelirinin 20 milyar dolar olması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşma yolunda Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı büyük bir özveri ile kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Sağlık turizmi, sadece hastaların tedavi gördüğü bir seyahat türü değil, aynı zamanda Türkiye’nin küresel arenadaki konumunu pekiştiren bir dinamik olarak görülmelidir.
Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki hedefleri, uzun vadeli bir turizm stratejisi çerçevesinde belirlenmelidir. Bu stratejinin ana hedefi, dünyada sağlık turizmi sıralamasında ön plana çıkarak baş aktörlerden biri olmaktır. Sektördeki tüm paydaşların bir araya gelerek ortak çözümler üretmesi ve sağlık turizminin tüm unsurlarının entegre bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Sektörün adil ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye’nin sağlık turizmi alanında dünya genelindeki rekabetçi konumunu güçlendirmek için de regülasyonlar yapılmalıdır. Özellikle de merdiven altı hizmet sunumu denetlenmelidir.
Merdiven Altı Denetlenmeli
Kayıt dışı faaliyetlerin, ülkemizin sağlık turizmi sektöründeki büyümeyi engellemesinin önüne geçilmelidir. Bu kayıt dışı faaliyetler hem ülke imajını olumsuz etkilemekte ve hem de devletin vergi kaybına yol açmaktadır. Bu sebeple denetimlerin büyük önemi vardır. Kayıt dışı ile mücadele etmenin bir diğer yolu da doğru verilerdir. Tüm hastaların sisteme kaydı yapılmalıdır. Türkiye’nin sağlık turizmi sektörünü daha da geliştirmek için çeşitli regülasyonlara ihtiyacı vardır. Yasal mevzuat çerçevesinde tüm izinlerini almış olan aracı kuruluşların denetime tabi tutulduğu gibi, kayıt dışı çalışan kuruluşların tespiti için; kayıt dışı ile mücadele konusuna hakim denetim personelleri ile tespiti önem arz etmektedir. Hedef, kayıt dışı faaliyetleri ortadan kaldırarak sağlık turizminin daha da büyümesine katkıda bulunmak olmalıdır.
Sağlık Turizmi Memleket Meselesidir...
Sağlık turizmi, Türkiye için bir memleket meselesidir. Bu sektör, Türkiye’nin ekonomik gücünü artırmanın yanı sıra ülkenin küresel çapta tanınırlığını artırma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, hastalar Türkiye’yi ülkeyi ziyaret ettiklerinde ülkemizin kültürel ve doğal güzelliklerini de keşfetme fırsatına sahiptirler. Bu sektördeki gelişme Türkiye’nin turizmini de olumlu yönde etkileyecektir.
Sağlık turizmi potansiyelinin kullanılmasında devlet desteği ve paydaşlar arası işbirliği büyük bir önem taşımaktadır. Sağlık turizmi yatırımlarının desteklenmesi, altyapının geliştirilmesi ve kaliteli hizmet sunumu için çalışmalar yapılmalıdır. Böylece Türkiye, sağlık turizminde dünya genelinde daha fazla tanınan ve tercih edilen bir destinasyon olacaktır. Türkiye için önemli bir gelir kaynağı ve uluslararası alanda rekabet avantajı sunan sektörün tam potansiyelini gerçekleştirebilmesi için, özellikle aracı kuruluşların karşılaştığı sorunların çözülmesi büyük önem arz etmektedir. Sağlık turizmi aracı kuruluşları, uluslararası hastalar için kritik bir köprü görevi görerek, Türkiye’nin sağlık turizmi sektöründe dünya lideri olma yolunda ilerlemesine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu anlamda devletin tüm birimlerinin sağlık turizminin önemini gündemine alarak öncelikli hale getirmesi ve sektöre yönelik farkındalık çalışmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Devlet Desteği ve Teşvikleri
Devletimiz sağlık turizminin gelişmesi için finansal destekler ve teşvikler sağlamakta, Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı sağlık turizmi sektörünün daha fazla hastaya ulaşması ve sektörün büyümesi için çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Bu alandaki hizmetleri daha fazla teşvik etmek ve geliştirmek amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan destekler, sektörün hızlı büyümesine olanak sağlamaktadır. 20 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 5448 Sayılı “Hizmet İhracatının Tanımlanması, Sınıflandırılması ve Desteklenmesi Hakkında Karar” ile sağlık turizmi sektörüne yönelik sunulan desteklerin kapsamı genişletilmiştir.
Ticaret Bakanlığı’nın sağlık turizmi sektörüne sunmuş olduğu çeşitli destek ve teşviklerden bahsetmek gerekirse; sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yurt içinde tescil edilmiş markalarının yurt dışında tescil edilmesi ve korunması için yapılan harcamalar yüzde 60 oranında desteklenmektedir. Ayrıca, pazar giriş belgeleri desteği de sunulmaktadır. Sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin belgelere, sertifikalara veya akreditasyonlara ilişkin giderleri yüzde 60 oranında desteklenmektedir. Acente komisyon desteği de bulunmaktadır. Bu destek, 5 yıl boyunca yüzde 60 oranında sağlanmaktadır.
Bunun yanı sıra, komplikasyon ve seyahat sağlık sigortası desteği yüzde 70 oranında sunulmaktadır. İstihdam desteği, sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren işletmelere yüzde 60 oranında katkı sağlamaktadır. Ayrıca, yabancı dil ve sağlık turizmi eğitimi desteği yüzde 60 oranında sunulmaktadır. Bu destekle işletmeler personelinin yabancı dil ve sağlık turizmi konularında eğitim almasını sağlayabilmektedir.
Hasta yol desteği yüzde 60 oranında sunulan bir başka destektir. Sağlık kuruluşlarının ve sağlık turizmi aracı kuruluşlarının Türkiye’ye getirdikleri hastaların uçak bileti giderleri bu destek kapsamında karşılanmaktadır. Reklam, tanıtım ve pazarlama desteği yüzde 70 oranında sunulmakta ve yurt dışına yönelik tanıtım faaliyetlerini desteklemektedir. Diğer destekler arasında birim desteği, yurt dışı etkinlik katılım desteği, yurt içi etkinlik katılım desteği, yurt içi tanıtım ve eğitim desteği gibi birçok farklı avantaj bulunmaktadır. Bu destekler sayesinde, Türkiye’nin sağlık turizmi sektörü daha da büyümeye ve gelişmeye devam etmektedir. Başvuru süreçleri ve diğer hususlara dair detaylı bilgilere Ticaret Bakanlığının resmi internet sitesi üzerinden ulaşabilmektedir.
Sağlık hizmeti sağlayıcılarının faydalandığı birçok vergi avantajından sektörün büyük bir kısmını oluşturan aracı kuruluşların da yararlanması durumunda kayıtdışılığın düşmesini sağlayacak ve sunulan vergi indirimleri ile beraber merdiven altı işletmelerin sayısını da önemli ölçüde etkileyecektir.
İlgili mevzuat kapsamında Sağlık Bakanlığı izin ve denetiminde satış, transfer ve ağırlama vb Sağlık Turizmi faaliyetlerini gerçekleştiren Sağlık Turizmi Aracı kuruluşlarının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1(ğ), Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/1(13) maddesindeki, “sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletme” kapsamında değerlendirilerek, herhangi bir mevzuat değişikliği gerekmeden Gelir İdaresi Başkanlığı uygulaması ile Gelir ve Kurumlar vergisi indiriminden yararlanması mümkün görünmektedir.
Sağlık turizmindeki sağlık hizmeti işlemlerinin çoğunluğunu oluşturan saç ekimi, estetik gibi işlemlerin KDV istisnalarından yararlandırılması, kanunda yer almayan sınırlandırmanın yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği (II/B-16.1.1) başlıklı bölümündeki “saç ekimi, cilt bakımı, kırışıklık tedavisi, dolgu maddeleri uygulamaları gibi estetik amacıyla yapılan hizmetler bu istisna kapsamında değerlendirilmez.” hükmünün kaldırılarak, temel hakların yasayla sınırlandırılabilmesi ilkesine ve yasal sınırlara dönüş ile mümkündür.
Bununla birlikte söz konusu istisnaların verilmesi durumunda sektörde kayıt dışı çalışanların da kayıt içine alınabilmesi ve datayı doğru ölçerek sağlık turizminin ülkemize gerçek katkısının hesaplanabilmesine neden olacağı değerlendirilmelidir.
Sağlık turizmi faaliyetlerinin daha fazla büyümesine yardımcı olmak amacıyla devletimizin sunmuş olduğu teşvikler, destekler ve sunmasını beklediğimiz vergi indirimleri sayesinde sektörümüzün daha da iyi bir konuma geleceğine inanıyorum.
Sağlık Turizmi Türkiye İçin Sektörden Öte Büyük Bir Fırsattır
Sağlık turizmi, Türkiye için sadece ekonomik bir sektör değil, aynı zamanda büyük bir fırsattır. Bu fırsatı kullanmak, ülkemizi dünya çapında bir çekim merkezi haline getirmek için hep birlikte çalışmalıyız. Devletimiz, sağlık turizmini destekleme konusundaki kararlılığını göstermektedir. Sektöre sunulan teşvik ve hibeler, bu desteğin somut göstergeleridir. Sağlık turizmi, sadece ülkemizin ekonomisine katkı sağlamakla kalmamakta aynı zamanda ihracat faaliyeti gibi ülkemize döviz kazandırmaktadır.
Birbirimizin Rakibi Değiliz
Sağlık turizmindeki hizmet alanları, bir ahtapotun kollarına benzetilebilir. Her kolu, sağlık turizminin farklı bir alanını temsil etmekte ve bu alanlar, sağlık turizminin başarısı için bir araya gelmektedir.
Türkiye, sağlık turizminde avantajlı bir konumdadır çünkü Avrupa’da sağlık hizmetlerine ulaşmak giderek daha zor hale gelmektedir. Avrupa’da uzun bekleme süreleri, sağlık personelin sıkıntısı ve hatta bazı hastanelerin kapanma riski, Türkiye’yi bu alanda kaliteli ve hızlı hizmet sunan bir destinasyon haline getirmektedir. Avrupa’da, ciddi ameliyatlar için dahi çok ileri tarihlere randevu verilmekte ve bu durum hastaların sağlık sorunlarını çözmek için uzun süre beklemek zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Türkiye’nin, bu noktada kolay erişilebilmesi, nitelikli sağlık personeli ve modern tıbbi teknolojisi ile hastalara hızlı ve etkili sağlık hizmeti sunması önemli bir fırsattır. Türkiye, sağlık turizminde sürdürülebilir bir büyüme sağlama potansiyeline sahiptir ve bu avantajlarımızla dünya genelinden çok daha fazla hasta çekebileceğimiz düşünülmektedir.
“Sağlık Turizminde hiç kimse diğerinin rakibi değildir. Tam aksine destekleyicisidir.” Sağlık turizmi, rekabetçi bir sektör gibi görülebilir, ancak aslında sektördeki hiç kimse diğerinin rakibi değildir. Sektördeki herkesin birbirini desteklemesi, sağlık turizminin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacaktır.
Bu büyük fırsat bir nehir gibi düşünülebilir. Şu an elimizde sadece birer çay kaşığı var. Bizler, bu küçük kaşıkları bir araya getirerek bir kepçeye dönüştürmeli ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Birlikte çalışarak sağlık turizminde marka olmalıyız. Bu alanda liderlik yapmak ve dünya genelinde dikkat çekmek için bir araya gelmeli ve bu büyük nehri, ülkemizin lehine kullanmalıyız. Gelecekte Türkiye’nin sağlık turizmindeki lider ve dünyada örnek bir destinasyon olacağına inanmaktayım.
Sağlık turizminin üç ana çeşidi vardır: termal turizm, geriatri turizmi ve medikal turizm. Bu sektör kapsamında; kaplıcalar, şifalı çamurlar ve tıbbi tedaviler gibi çeşitli sağlık turizm- mi hizmetleri bulunmakta ve bu yıl boyunca ziyaretçi çekilebilmektedir.
Sağlık Turizminde Markalaşma Adımları
Sağlık turizmi alanında Türkiye’nin ve özellikle Antalya’nın büyük bir potansiyeli bulunmaktadır. Türkiye, sağlık turizminde dünya çapında tanınan bir destinasyon olma yolundadır. Bu yolda atılması gereken adımların başında markalaşma gelmektedir. Sağlık turizminin markalaşması için bazı adımlar büyük önem taşır. Bu adımlar, Türkiye’nin sağlık turizmindeki liderliğini pekiştirmeye yardımcı olacaktır.
“Ormanda Dosdoğru Bir Yol Açmaya Çalışıyoruz...”
Şu anda yapmaya çalıştığımız işi ormanda yol açmaya benzetebiliriz. Mümkün olduğunca az ağaç keserek dosdoğru ve herkesin daha sonra kolaylıkla kullanabileceği geniş bir yol açmaya çalışıyoruz.
Markalaşmanın temel taşı, tanıtım ve pazarlama faaliyetleridir. Türkiye ve Antalya’nın sahip olduğu eşsiz imaj, ülkenin sağlık turizminde marka değerini artırmada kilit bir rol oynamaktadır. Ulaşım olanakları, profesyonel sağlık ekibi, uzman doktorlar, modern teknoloji, lüks konaklama hizmetleri ve kaliteli sağlık kuruluşları gibi unsurlar, Türkiye’nin sağlık turizminin vizyonunu güçlendirmektedir. Bu unsurların etkili bir şekilde tanıtılması, markalaşma yolunda önemli bir adımdır.
Markalaşma sürecinde sivil toplum kuruluşlarının, kamu ve özel sektör sağlık kuruluşlarının ve üniversitelerin işbirliği büyük önem taşımaktadır. Bu paydaşlar, sağlık turizminin geliştirilmesine katkıda bulunabilirler. İş birliği, sektörün büyümesini hızlandırarak Türkiye’yi sağlık turizminin merkezi konumuna getirilebilir.
Sağlık turizminin tanıtımında etkinliklerin önemi büyüktür. Fuarlar ve kongre etkinlikleri dışında sosyal medyanın da etkin kullanımı çok önemlidir. Türkiye’nin sağlık turizmi potansiyelini uluslararası alanda göstermek amacıyla, ülke imajını zedelemeyecek şekilde tanıtımlarımızı yapmalıyız. Bu reklam çalışmalarını bir bütün olarak düşünmek gerekmektedir. Bu gibi araçlar, Türkiye’nin sağlık turizmindeki liderliğini ve kalitesini vurgulamak için kullanılmalıdır.
Ulaşım, Konaklama ve Nitelikli Hizmet
Türkiye, dünya genelinde birçok ülkeden gelen hastalar için erişilebilir bir konumda. Bu durum ülkemizi sağlık turizmi için ideal bir seçenek haline getiriyor. Türkiye uluslararası havaalanlarına ve güçlü havayolu şirketlerine sa- hiptir. Birçok büyük şehir ve ülke ile havayolu bağlantısı mevcuttur. Bu sayede, dünyanın dört bir yanından hastalar, hızlı ve rahat bir şekilde Türkiye’ye ulaşım sağlayabilmektedirler. Ulaşımdaki bu kolaylık, Türkiye’yi sağlık turizmi destinasyonu olarak öne çıkarmaktadır.
Yabancı dil eğitimi ve sağlık personelinin eğitimi, sağlık turizminin gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadır. Hastaların dillerini konuşabilen ve uluslararası standartlarda hizmet sunabilen sağlık çalışanları, bu sürecin bir parçasıdır. Nitelikli hizmet, marka değerini artırmak ve sağlık turizmi faaliyetlerinin daha hızlı, etkin ve kalıcı olmasında önem arz etmektedir.
Sağlık turistleri, tedavi sürecinde konaklama ihtiyacı duymaktadır. Bu nedenle, konaklama hizmetleri sağlık turizminin önemli bir koludur. Konaklama hizmetleri, oteller, pansiyonlar ve diğer konaklama tesisleri tarafından sunulmaktadır. Ülkemiz ve özellikle Antalya, sağlık turistleri için sadece tedavi değil, aynı zamanda konaklama konusunda da yüksek düzeyde konfor sunmaktadır. Şehirde, lüks otellerden butik konaklama seçeneklerine kadar geniş bir yelpazede konaklama imkânı mevcuttur. Hastalar, tedavilerinin ardından konforlu otellerde konaklama fırsatı bulmaktadır. Bu konaklama imkânları, Antalya’nın sağlık turizmindeki güçlü konumunu daha da vurgulamakta ve hastaların tedavi süreçlerini konforlu bir şekilde geçirmelerini mümkün kılmaktadır.
Hasta ve refakatçileri genellikle tedavi süreci dışında da zamanlarını değerlendirmek isteyebilmektedirler. Bu nedenle, turistik faaliyetler sağlık turizminin önemli bir parçasıdır. Turistik faaliyetler arasında doğa yürüyüşleri, tarihi yerleri ziyaret etmek ve diğer etkinlikler yer alabilmektedir. Bu imkânlar hastaların seyahat deneyimini daha da zenginleştirmektedir. Sağlık turizminin en önemli kollarından biri hastaneler, klinikler, doktorlar ve diğer sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından sunulan tıbbi hizmetlerdir. Sağlık turistleri, dünya standartlarında sağlık hizmetleri alma beklentisi ile bu yolculuğa çıkarlar. Bu tarz bir turizm günümüzde birçok insanın sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için tercih ettiği bir seyahat biçimi haline gelmiştir. Bu büyüyen sektör, yurt içinden veya yurt dışından gelen hastaların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıran ve tedavi süreçlerini yönlendiren sağlık turizmi acentelerine de ihtiyaç duymaktadır. Sağlık turizmi acenteleri, hastaların sağlık ihtiyaçlarını karşılamak için sağlık hizmeti sağlayıcıları ve hastalar arasında bir köprü görevi üstlenirler. Bu köprü görevi, hastaların tedavi süreçlerini daha sorunsuz ve etkili hale getirir. Acenteler, hastalar için tıbbi danışmanlık, uygun tedavi planlarının oluşturulması, en iyi hastane ve doktor seçimi, tedavi programlarının düzenlenmesi, seyahat düzenlemeleri ve dil desteği gibi kapsamlı hizmetler sunar. Sağlık turizmi acenteleri, hastaların sağlık hizmetlerine erişimini kolaylaştıran ve tedavi süreçlerini düzenleyen önemli aktörlerdir. Sağlık turizmi sektörünün gelişmesi için seyahat acenteleri vazgeçilmezdir ve bu iş birliği sürdürülmelidir.
Türkiye Gelecekte Sağlık Turizminde Güçlü Bir Konuma Sahip Olabilir
COVID-19 salgını tüm dünyayı etkisi altına aldığında, Türkiye sağlık sisteminin gücünü tüm dünyaya kanıtlamıştır. Hızlı tepki, etkili yönetim ve sağlık personelinin özverisi sayesinde, salgının yayılması kontrol altına alınırken, hastalara yüksek kalitede sağlık hizmetleri sunumu sürdürülebilmiştir. Türkiye’nin sahip olduğu sağlık altyapısı ve deneyimli sağlık profesyonelleri, dünya genelinde övgü almıştır. Bu zorlu dönemde sağlık sisteminin gücü ve kalitesi, ülkenin sağlık turizmi açısından da çekici bir destinasyon olabileceğini bir kez daha kanıtlamıştır.
Sağlık Bakanlığı ilgili kuruluşu USHAŞ’tan elde ettiğimiz TÜİK kaynaklı veriler sektörün gelişimini ve ekonomiye katkısını göstermektedir. 2019 yılında sağlık turizmi ve turistin sağlığı kapsamında ülkemizde 701.046 hasta sağlık hizmeti almıştır. Sağlık ve tıbbi nedenlerle gelen yabancı ziyaretçi ve yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri 2019 yılında 1.492.438.000 ABD doları tutarında gerçekleşmiştir. 2020 yılında yaşanan küresel salgın sebebiyle sağlık turisti sayısında gözle görülür bir azalma meydana gelmiştir. 407.423 hasta, sağlık hizmeti almak için Türkiye’yi tercih etmiştir. Sağlık turizmi ve tıbbi nedenlerle gelen yabancı ziyaretçi ve yurt dışında ikamet eden vatandaş ziyaretçilerden elde edilen turizm geliri, 2020 yılında 1.164.779.000 dolara gerilemiştir. 2021 yılında 670.730 kişi sağlık hizmeti almış ve buradan elde edilen gelir 1.726.973.000 dolar tutarında gerçekleşmiştir. 2022 yılında toplam 1.258.382 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan elde edilen gelir 2.119.059.000 dolar tutarında gerçekleşmiştir. 2023 yılında toplam 1.538.643 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve buradan
3.006.092 bin ABD Doları tutarında gelir elde edilmiştir. 2024 yılının ikinci çeyreğinde ise 801.723 kişi sağlık hizmeti almak için ülkemize gelmiş ve 1.621.922 bin ABD Doları tutarında gelir elde edilmiştir. Bu veriler Türkiye’nin sağlık turizmi sektöründe güçlü bir konuma sahip olduğunu ve gelecekte de büyümeye devam edeceğini göstermektedir.
“Sağlık Turizmi, Türkiye’nin küresel arenadaki konumunu pekiştiren bir dinamik”
Ülkemizin ilerleyen süreçte sağlık turizmi gelirinin 20 milyar dolar olması hedeflenmektedir. Bu hedeflere ulaşma yolunda Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı büyük bir özveri ile kapsamlı çalışmalar yürütmektedir. Sağlık turizmi, sadece hastaların tedavi gördüğü bir seyahat türü değil, aynı zamanda Türkiye’nin küresel arenadaki konumunu pekiştiren bir dinamik olarak görülmelidir.
Türkiye’nin sağlık turizmi alanındaki hedefleri, uzun vadeli bir turizm stratejisi çerçevesinde belirlenmelidir. Bu stratejinin ana hedefi, dünyada sağlık turizmi sıralamasında ön plana çıkarak baş aktörlerden biri olmaktır. Sektördeki tüm paydaşların bir araya gelerek ortak çözümler üretmesi ve sağlık turizminin tüm unsurlarının entegre bir şekilde ele alınması gerekmektedir. Sektörün adil ve sürdürülebilir bir yapıya dönüşmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye’nin sağlık turizmi alanında dünya genelindeki rekabetçi konumunu güçlendirmek için de regülasyonlar yapılmalıdır. Özellikle de merdiven altı hizmet sunumu denetlenmelidir.
Merdiven Altı Denetlenmeli
Kayıt dışı faaliyetlerin, ülkemizin sağlık turizmi sektöründeki büyümeyi engellemesinin önüne geçilmelidir. Bu kayıt dışı faaliyetler hem ülke imajını olumsuz etkilemekte ve hem de devletin vergi kaybına yol açmaktadır. Bu sebeple denetimlerin büyük önemi vardır. Kayıt dışı ile mücadele etmenin bir diğer yolu da doğru verilerdir. Tüm hastaların sisteme kaydı yapılmalıdır. Türkiye’nin sağlık turizmi sektörünü daha da geliştirmek için çeşitli regülasyonlara ihtiyacı vardır. Yasal mevzuat çerçevesinde tüm izinlerini almış olan aracı kuruluşların denetime tabi tutulduğu gibi, kayıt dışı çalışan kuruluşların tespiti için; kayıt dışı ile mücadele konusuna hakim denetim personelleri ile tespiti önem arz etmektedir. Hedef, kayıt dışı faaliyetleri ortadan kaldırarak sağlık turizminin daha da büyümesine katkıda bulunmak olmalıdır.
Antalya, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda sağlık turizmindeki güçlü altyapısıyla da öne çıkıyor. Lüks konaklama hizmetleri, uzman sağlık ekipleri ve geniş tedavi seçenekleriyle ziyaretçilerine eşsiz bir deneyim sunuyor.
Sağlık Turizmi Memleket Meselesidir...
Sağlık turizmi, Türkiye için bir memleket meselesidir. Bu sektör, Türkiye’nin ekonomik gücünü artırmanın yanı sıra ülkenin küresel çapta tanınırlığını artırma potansiyeline sahiptir. Ayrıca, hastalar Türkiye’yi ülkeyi ziyaret ettiklerinde ülkemizin kültürel ve doğal güzelliklerini de keşfetme fırsatına sahiptirler. Bu sektördeki gelişme Türkiye’nin turizmini de olumlu yönde etkileyecektir.
Sağlık turizmi potansiyelinin kullanılmasında devlet desteği ve paydaşlar arası işbirliği büyük bir önem taşımaktadır. Sağlık turizmi yatırımlarının desteklenmesi, altyapının geliştirilmesi ve kaliteli hizmet sunumu için çalışmalar yapılmalıdır. Böylece Türkiye, sağlık turizminde dünya genelinde daha fazla tanınan ve tercih edilen bir destinasyon olacaktır. Türkiye için önemli bir gelir kaynağı ve uluslararası alanda rekabet avantajı sunan sektörün tam potansiyelini gerçekleştirebilmesi için, özellikle aracı kuruluşların karşılaştığı sorunların çözülmesi büyük önem arz etmektedir. Sağlık turizmi aracı kuruluşları, uluslararası hastalar için kritik bir köprü görevi görerek, Türkiye’nin sağlık turizmi sektöründe dünya lideri olma yolunda ilerlemesine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu anlamda devletin tüm birimlerinin sağlık turizminin önemini gündemine alarak öncelikli hale getirmesi ve sektöre yönelik farkındalık çalışmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Devlet Desteği ve Teşvikleri
Devletimiz sağlık turizminin gelişmesi için finansal destekler ve teşvikler sağlamakta, Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı sağlık turizmi sektörünün daha fazla hastaya ulaşması ve sektörün büyümesi için çeşitli faaliyetler yürütmektedir. Bu alandaki hizmetleri daha fazla teşvik etmek ve geliştirmek amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından sunulan destekler, sektörün hızlı büyümesine olanak sağlamaktadır. 20 Nisan 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 5448 Sayılı “Hizmet İhracatının Tanımlanması, Sınıflandırılması ve Desteklenmesi Hakkında Karar” ile sağlık turizmi sektörüne yönelik sunulan desteklerin kapsamı genişletilmiştir.
Ticaret Bakanlığı’nın sağlık turizmi sektörüne sunmuş olduğu çeşitli destek ve teşviklerden bahsetmek gerekirse; sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin yurt içinde tescil edilmiş markalarının yurt dışında tescil edilmesi ve korunması için yapılan harcamalar yüzde 60 oranında desteklenmektedir. Ayrıca, pazar giriş belgeleri desteği de sunulmaktadır. Sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren işletmelerin belgelere, sertifikalara veya akreditasyonlara ilişkin giderleri yüzde 60 oranında desteklenmektedir. Acente komisyon desteği de bulunmaktadır. Bu destek, 5 yıl boyunca yüzde 60 oranında sağlanmaktadır.
Bunun yanı sıra, komplikasyon ve seyahat sağlık sigortası desteği yüzde 70 oranında sunulmaktadır. İstihdam desteği, sağlık turizmi sektöründe faaliyet gösteren işletmelere yüzde 60 oranında katkı sağlamaktadır. Ayrıca, yabancı dil ve sağlık turizmi eğitimi desteği yüzde 60 oranında sunulmaktadır. Bu destekle işletmeler personelinin yabancı dil ve sağlık turizmi konularında eğitim almasını sağlayabilmektedir.
Hasta yol desteği yüzde 60 oranında sunulan bir başka destektir. Sağlık kuruluşlarının ve sağlık turizmi aracı kuruluşlarının Türkiye’ye getirdikleri hastaların uçak bileti giderleri bu destek kapsamında karşılanmaktadır. Reklam, tanıtım ve pazarlama desteği yüzde 70 oranında sunulmakta ve yurt dışına yönelik tanıtım faaliyetlerini desteklemektedir. Diğer destekler arasında birim desteği, yurt dışı etkinlik katılım desteği, yurt içi etkinlik katılım desteği, yurt içi tanıtım ve eğitim desteği gibi birçok farklı avantaj bulunmaktadır. Bu destekler sayesinde, Türkiye’nin sağlık turizmi sektörü daha da büyümeye ve gelişmeye devam etmektedir. Başvuru süreçleri ve diğer hususlara dair detaylı bilgilere Ticaret Bakanlığının resmi internet sitesi üzerinden ulaşabilmektedir.
Sağlık turizmi, Türkiye’nin ekonomisine ve küresel tanınırlığına önemli katkılar sağlıyor. Devlet destekleri, iş birliği projeleri ve etkin tanıtım çalışmalarıyla sektör, 20 milyar dolar gelir hedefini gerçekleştirme yolunda hızla ilerliyor.
Sağlık hizmeti sağlayıcılarının faydalandığı birçok vergi avantajından sektörün büyük bir kısmını oluşturan aracı kuruluşların da yararlanması durumunda kayıtdışılığın düşmesini sağlayacak ve sunulan vergi indirimleri ile beraber merdiven altı işletmelerin sayısını da önemli ölçüde etkileyecektir.
İlgili mevzuat kapsamında Sağlık Bakanlığı izin ve denetiminde satış, transfer ve ağırlama vb Sağlık Turizmi faaliyetlerini gerçekleştiren Sağlık Turizmi Aracı kuruluşlarının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10/1(ğ), Gelir Vergisi Kanunu’nun 89/1(13) maddesindeki, “sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletme” kapsamında değerlendirilerek, herhangi bir mevzuat değişikliği gerekmeden Gelir İdaresi Başkanlığı uygulaması ile Gelir ve Kurumlar vergisi indiriminden yararlanması mümkün görünmektedir.
Sağlık turizmindeki sağlık hizmeti işlemlerinin çoğunluğunu oluşturan saç ekimi, estetik gibi işlemlerin KDV istisnalarından yararlandırılması, kanunda yer almayan sınırlandırmanın yer aldığı Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği (II/B-16.1.1) başlıklı bölümündeki “saç ekimi, cilt bakımı, kırışıklık tedavisi, dolgu maddeleri uygulamaları gibi estetik amacıyla yapılan hizmetler bu istisna kapsamında değerlendirilmez.” hükmünün kaldırılarak, temel hakların yasayla sınırlandırılabilmesi ilkesine ve yasal sınırlara dönüş ile mümkündür.
Bununla birlikte söz konusu istisnaların verilmesi durumunda sektörde kayıt dışı çalışanların da kayıt içine alınabilmesi ve datayı doğru ölçerek sağlık turizminin ülkemize gerçek katkısının hesaplanabilmesine neden olacağı değerlendirilmelidir.
Sağlık turizmi faaliyetlerinin daha fazla büyümesine yardımcı olmak amacıyla devletimizin sunmuş olduğu teşvikler, destekler ve sunmasını beklediğimiz vergi indirimleri sayesinde sektörümüzün daha da iyi bir konuma geleceğine inanıyorum.
Sağlık Turizmi Türkiye İçin Sektörden Öte Büyük Bir Fırsattır
Sağlık turizmi, Türkiye için sadece ekonomik bir sektör değil, aynı zamanda büyük bir fırsattır. Bu fırsatı kullanmak, ülkemizi dünya çapında bir çekim merkezi haline getirmek için hep birlikte çalışmalıyız. Devletimiz, sağlık turizmini destekleme konusundaki kararlılığını göstermektedir. Sektöre sunulan teşvik ve hibeler, bu desteğin somut göstergeleridir. Sağlık turizmi, sadece ülkemizin ekonomisine katkı sağlamakla kalmamakta aynı zamanda ihracat faaliyeti gibi ülkemize döviz kazandırmaktadır.
Birbirimizin Rakibi Değiliz
Sağlık turizmindeki hizmet alanları, bir ahtapotun kollarına benzetilebilir. Her kolu, sağlık turizminin farklı bir alanını temsil etmekte ve bu alanlar, sağlık turizminin başarısı için bir araya gelmektedir.
Türkiye, sağlık turizminde avantajlı bir konumdadır çünkü Avrupa’da sağlık hizmetlerine ulaşmak giderek daha zor hale gelmektedir. Avrupa’da uzun bekleme süreleri, sağlık personelin sıkıntısı ve hatta bazı hastanelerin kapanma riski, Türkiye’yi bu alanda kaliteli ve hızlı hizmet sunan bir destinasyon haline getirmektedir. Avrupa’da, ciddi ameliyatlar için dahi çok ileri tarihlere randevu verilmekte ve bu durum hastaların sağlık sorunlarını çözmek için uzun süre beklemek zorunda kalmalarına neden olmaktadır. Türkiye’nin, bu noktada kolay erişilebilmesi, nitelikli sağlık personeli ve modern tıbbi teknolojisi ile hastalara hızlı ve etkili sağlık hizmeti sunması önemli bir fırsattır. Türkiye, sağlık turizminde sürdürülebilir bir büyüme sağlama potansiyeline sahiptir ve bu avantajlarımızla dünya genelinden çok daha fazla hasta çekebileceğimiz düşünülmektedir.
“Sağlık Turizminde hiç kimse diğerinin rakibi değildir. Tam aksine destekleyicisidir.” Sağlık turizmi, rekabetçi bir sektör gibi görülebilir, ancak aslında sektördeki hiç kimse diğerinin rakibi değildir. Sektördeki herkesin birbirini desteklemesi, sağlık turizminin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunacaktır.
Bu büyük fırsat bir nehir gibi düşünülebilir. Şu an elimizde sadece birer çay kaşığı var. Bizler, bu küçük kaşıkları bir araya getirerek bir kepçeye dönüştürmeli ve bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmeliyiz. Birlikte çalışarak sağlık turizminde marka olmalıyız. Bu alanda liderlik yapmak ve dünya genelinde dikkat çekmek için bir araya gelmeli ve bu büyük nehri, ülkemizin lehine kullanmalıyız. Gelecekte Türkiye’nin sağlık turizmindeki lider ve dünyada örnek bir destinasyon olacağına inanmaktayım.
Hatice Öz
Lokman Group Yönetim Kurulu Başkanı
ATSO Yönetim Kurulu Üyesi