Sağlık Tanıtımlarına Özel Yönetmelik Şartları
Ülkemiz sağlık sisteminin 1980’li yıllardan itibaren yerli ve yabancı özel sermaye yatırımlarına açılmasıyla birlikte, sağlık kuruluşu olmanın yanı sıra aynı zamanda bir ticari kuruluş da olan, sistemde faaliyet gösteren özel kuruluşlar, sundukları sağlık hizmetlerini topluma duyurma ihtiyacı duymuşlar ve bu ihtiyaçlarını çeşitli şekillerde karşılamaya başlamışlardır. Bu da, konuyla ilgili kamu otoritesi olan Sağlık Bakanlığı’nı, hem sunulan hizmetin konusunun insan sağlığı olması ve hem de duyurma biçimlerinin hizmetin niteliğine verebileceği muhtemel zararları göz önünde bulundurarak, çeşitli düzenlemeler yapmak zorunda bırakmıştır. Sonuçta hasta ve yakınları, hastalık ve tedavisi konusunda bilgi sahibi olmadıkları için “tanıtım ve bilgilendirme“ adı altında yapılan her türlü yönlendirmeye açık haldedirler ve bu durum onların yanlış kararlar vermelerine sebep olabilmektedir.
Öte yandan, “tanıtım ve bilgilendirmelerin“ özel sağlık kuruluşları arasında ortaya çıkarabileceği haksız rekabet ve o rekabetin sunulan sağlık hizmetinin kalitesine olumsuz yansımaları, Bakanlığın çok önemsediği bir diğer noktadır. Esasen, mevzuatımızda da, açık ya da gizli, sağlıkla ilgili her türlü reklam yasaklanmıştır. Gerek 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’da (md.24), gerek 6023 sayılı Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi’nde (md. 8) ve gerekse Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda (md.11), “hekimin mesleğine ticari nitelik kazandıracak her türlü reklam ve tanıtımın yasak olduğu“ açık biçimde hükme bağlanmıştır. Yine, Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 60 ıncı maddesinde, özel hastanelerin tıbbî deontoloji ve meslekî etik kurallarına aykırı şekilde, insanları yanıltan, yanlış yönlendiren ve talep yaratmaya yönelik, ruhsatında yazılı kabul ve tedavi ettiği uzmanlık dallarından başka hastaları kabul ve tedavi ettiği intibaını uyandıran, diğer hastaneler aleyhine haksız rekabet yaratan davranışlarda bulunamayacakları ve bu mahiyette tanıtım yapamayacakları, aksi durumda özel hastane sahipleri ve mesul müdürleri hakkında yaptırım uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, bu hükümlere ve getirilen yasaklara rağmen, günümüzde, daha çok internet üzerinden yapılan ve gizli (ya da örtülü) reklam niteliği taşıyan tanıtımlara sıkça rastlanmaktadır. Bakanlığın, bu reklamları engelleyebilmek amacıyla yaptığı son düzenleme de, sağlık sistemimizin temel yasaları olarak kabul edilen 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda verilen yetkiye dayanarak çıkardığı Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik’tir.
Konuyla ilgili yönetmelik, sağlık sektörünün tüm platformlarda tanıtım ve bilgilendirme yaparken bu güne kadar olduğundan çok daha fazla dikkatli olmasını zorunlu kılıyor.
29 Temmuz 2023 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve yayımlandığı tarih itibariyle de yürürlüğe giren bu Yönetmelik ile Bakanlık, bir taraftan sağlık hizmetlerinde tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerine ilişkin temel ilke ve ölçütleri belirlerken, diğer taraftan da bu faaliyetlerin denetlenmesi ve uygulanacak yaptırımlara ilişkin usul ve esasları düzenlemiştir.
Sağlık meslek mensupları, tüm sağlık kurum, kuruluş, müesseseleri ve uluslararası sağlık turizmi aracı kuruluşları tarafından yapılan tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri ile, sağlık hizmet sunumu alanında yetkisi, izni ya da ruhsatı bulunmayan kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerini de kapsamına alan bu Yönetmelik, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri konusunda zaten yıllardır uygulanagelen kuralları bir araya toplamanın yanı sıra, yeni kurallar da getirerek bunları oldukça ağır yaptırımlara bağlamıştır.
Ancak, Yönetmelik bu haliyle, soruna çözüm olmak bir yana önemli hukuki sorunlar yaratma kapasitesine sahip bir içeriktedir. Daha açık ifade ile, Yönetmelik’te kullanılan bazı ifadeler netlikten uzak, sınırları çizilmemiş, öngörülemeyen, yoruma ve keyfi uygulamalara son derece açık ifadelerdir. Örneğin, Yönetmelikte geçen, “..talep yaratmak, talebi artırmak, ikna etmek, yanıltıcı ve aldatıcı davranmak, haksız rekabet ortamı yaratmak, izlenim vermek, algı yaratmak..” ve benzeri ifadeler, tamamen soyut ve sübjektif kavramlar olup, bu ifadelerin net olarak anlaşılmaları ve sonuçlarının kolayca öngörülebilmesi mümkün değildir. Bu belirsizlik, şüphesiz ki, İdare’ye, hekimler ve sağlık kuruluşları tarafından yapılan neredeyse her paylaşımı, rahatlıkla “reklam” olarak değerlendirip yaptırım uygulama yolunu açabilecektir. Başka bir ifade ile Davalı İdare’ye Yönetmelik’le verilen bu çok geniş takdir yetkisi, onun yoruma ve keyfi uygulamalarına da zemin hazırlayacaktır. Bunun, İdare Hukuku’nun temel prensiplerinden olan, “İdare’nin, takdir yetkisini yalnızca kamu yararı için ve keyfilikten uzak şekilde kullanabileceği“ ilkesine aykırılık teşkil ettiği çok açıktır.
Yine aynı Yönetmelik’te, kurallara aykırılığı tespit edilen bir paylaşım için birden fazla kurum yaptırım uygulayabilmekte, “ Yaptırım” maddelerinde çelişkiler bulunmakta ve uygulanan idari para cezaları makul seviyelerin oldukça üzerinde bulunmaktadır. (Tüm bu nedenlerle, Yönetmeliğin muhtelif maddelerinin iptali talepli olarak bugüne kadar yüzlerce dava açılmış olup, yargılamalar halihazırda Danıştay Başkanlığı nezdinde devam etmektedir. Dava süreçlerinde son olarak verilen ara kararla, Yönetmeliğin yaptırım maddeleri arasında yer alan, Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin yapıldığı tespit edilen sağlık tesislerinin iki kez uyarılması, bir yıl içerisinde üçüncü kez bu Yönetmelik hükümlerine aykırı tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri yapıldığının tespit edilmesi halinde de üç gün süreyle ilgili tıp veya uzmanlık dalındaki birimin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin (10/2) maddesinin yürütmesi, Danıştay 10. Dairesi Başkanlığı’nın 27.02.2024 tarih ve 2023/5430 E. sayılı kararı ile durdurulmuştur)
Sağlık hizmetlerinin tanıtımında artan hukuki sorumluluklar, doğru bilgilendirme ve etik ilkelere bağlı kalmayı zorunlu hale getiriyor.
Oysa, Anayasa Mahkemesi kararlarında sıkça vurgulanan “Hukuki Güvenlik İlkesi “, hukuk devletinin olmazsa olmaz unsurlarından biri olup, devlet faaliyetlerinin önceden tahmin edilebilir, öngörülebilir olması ve ayrıca takdir yetkisini zorlayan, keyfiliğe yol açabilecek kurallara yer verilmemesi anlamını taşımaktadır. Daha açık ifadesi ile, İdare’nin kendisine kanunlarla verilen yetkileri kullanarak yapacağı bir düzenlemenin, bireylerin davranışını ona göre düzenleyebileceği kadar kesinlik içermesi, kişinin gerektiği takdirde hukuki yardım almak suretiyle, bu düzenlemenin ilgili olduğu alanda belli bir eylemi nedeniyle ortaya çıkacak sonuçları önceden makul bir düzeyde öngörebilmesi gerekir. Yani, düzenlemenin varlığı kadar, metninin ve uygulamasının da bireylerin davranışlarının sonucunu öngörebileceği ölçüde hukuki belirlilik taşıması bir zorunluluktur. Ancak, yazımıza konu olan Yönetmeliğin, bu haliyle, belirttiğimiz özellikleri taşıdığını söyleyebilmek mümkün değildir.
Özetle, Yönetmeliğin bu şekliyle, bir sağlık kuruluşunun veya bir hekimin sosyal medyada yaptığı bir yazılı ya da görsel paylaşımının, Yönetmelikte tanımlanan “ tanıtım ve bilgilendirme “ faaliyeti kapsamında olup olmadığını anlayabilmesi, hukuki yardım alsa bile kolay olmayacaktır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, Yönetmelik bu haliyle pek çok yeni hukuki soruna da sebep olma potansiyeline sahiptir.
Yazımızın alanının sınırlı olması sebebiyle, yukarıda verilen genel bilgiden sonra, Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra sıklıkla sorulan soruları da aşağıda sizler için yanıtladık.
1- Tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri kapsamında neler var?
Yönetmelikte “tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri”, özel sağlık tesisleri için, hasta kabul ve tedavi edilen uzmanlık dalları, adres ve iletişim bilgileri ile hizmet verilen sağlık alanıyla ilgili sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikteki bilgiler,
hekimler için ise, mesleki ve akademik unvanı ile 1219 sayılı Kanun’da belirlenen ana dal ve yan dal uzmanlıkları, muayene gün ve saatleri, hasta kabul ettiği zaman ve mahal bilgisi ve sunmaya yetkili oldukları sağlık hizmetiyle ilgili sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikteki bilgiler, olarak tanımlanmıştır. Bu bilgilerin, yanıltıcı ve aldatıcı olmayacak, insan sağlığını tehlikeye düşürmeyecek, talep ve haksız rekabet ortamı yaratmayacak ve reklam tanımı kapsamına girmeyecek şekilde paylaşılmasında herhangi bir sakınca bulunmamaktır.
2- Reklam nedir?
Yönetmelik’te “reklam”, sağlık alanındaki özel sağlık tesisleri, sağlık hizmet sunumu veya tıp meslekleri ile bağlantılı olarak, bir ürün veya hizmete talep yaratmak veya talebi artırmak ve kişileri ikna etmek amacıyla herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen ticari amaçlı pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurular olarak tanımlanmıştır.
3- Yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 29 Temmuz 2023 öncesi paylaşımlarımı da yine bu Yönetmelik’te yer alan kurallara uygun hale getirmeli miyim?
Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik, her ne kadar yeni kurallar ve uyulması gereken yeni koşullar getirmiş olsa da, ağırlıklı olarak, tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri konusunda zaten yıllardır uygulanagelen kuralları bir araya toplamıştır. Bu nedenle, mevcut paylaşımlarını Yönetmelik düzenlemelerine uygun hale getirmek isteyenlerin, sadece 29 Temmuz 2023 tarihi sonrasındaki paylaşımlarını değil, bu tarih öncesindeki paylaşımlarını da Yönetmelik hükümleri uyarınca gözden geçirmeleri yerinde olacaktır.
Sağlık alanındaki tanıtım faaliyetlerinde dikkatli olunmazsa ağır yaptırımlar ve hukuki sorunlar kapıda.
4- En çok eleştiri konusu yapılan paylaşımlar nelerdir?
Sağlık Hizmetlerinde Tanıtım ve Bilgilendirme Faaliyetleri Hakkında Yönetmeliğin yürürlük tarihi olan 29 Temmuz 2023 öncesinde eleştiri konusu yapılan paylaşımlar ile Yönetmeliğin yürürlük tarihi sonrasında eleştirilen paylaşımlar büyük oranda benzerlik göstermekle birlikte,
- Tedavinin etkilerini kıyaslayıcı nitelikte hastaların uygulama öncesi/sonrası paylaşımları,
- Ameliyat ve/veya tıbbi girişim esnasında ve ameliyathanede hasta görüntüleri,
- Çekiliş, kampanya, hediye ve fiyat bilgisi içerecek şekilde yapılan paylaşımlar,
- Bir ürün veya hizmete talep yaratmak, talebi artırmak, kişileri ikna etmek, haksız rekabet ortamı yaratmak amacıyla kullanılacak sübjektif anlatım tarzı,
- Sağlık meslek mensubu veya sağlık kuruluşunun, diğer sağlık meslek mensuplarından veya sağlık kuruluşlarından daha üstün veya daha iyi olduğu izlenimini vermeye yönelik olarak bölge, mekân, tıbbi cihaz, donanım, araç, gereç veya personel yahut benzeri herhangi bir unsur ile ilgili görsel paylaşımlar,
- Sponsorlu ya da ücret karşılığı yapılan paylaşımlar… En çok eleştiri konusu yapılan ve yaptırım uygulanan paylaşımlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
5- Uluslararası sağlık turizmi kapsamındaki tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinde, uygulama öncesi / sonrası fotoğraf paylaşımı konusunda istisnai bir durum var mı?
Yönetmeliğin (5/4) maddesi uyarıca, uluslararası sağlık turizmi kapsamındaki tanıtım ve bilgilendirme faaliyetlerinin 13/07/2017 tarihli ve 30123 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak yürütüleceği düzenleme altına alınmıştır.
Uluslararası Sağlık Turizmi ve Turistin Sağlığı Hakkında Yönetmeliğin “Bilgilendirme ve Tanıtım” başlıklı (12) nci maddesinde ise, hastaların uygulama öncesi / sonrası paylaşımlarının yasak kapsamında sayılmadığı görülmektedir. Bu bağlamda, uygulamada, uluslararası sağlık turizmi yetki belgesine sahip birçok sağlık kuruluşunun, Yönetmeliğin bahsi geçen maddesindeki şartları sağlamak suretiyle yalnızca sağlık turizmine yönelik oluşturdukları sayfalarında hastaların uygulama öncesi / sonrası paylaşımlarına yer verdikleri bilinmektedir.
6- Mevzuata aykırı paylaşım yapıldığının tespiti halinde hangi yaptırımlarla karşı karşıya kalacağım?
Hekim veya diş hekimleri tarafından, bu Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak tanıtım ve bilgilendirme yapıldığının tespit edilmesi halinde, 1219 sayılı Kanun’un ilgilisine göre 27 nci veya 44 üncü madde hükümleri uyarınca 100 Türk Lirasından 1.000 Türk Lirasına kadar idari para cezası uygulanmaktadır. İdari para cezasını doğrudan bu tutarlar üzerinden uygulayan Müdürlükler olduğu gibi, çoğunlukla Müdürlüklerin, bu idari para cezasını yeniden değerleme oranıyla değerleyerek 10.533 TL olarak uyguladığı görülmektedir.
Müdürlüklerce yapılan ihbar üzerine, ilgili Tabip Odası tarafından gerçekleştirilecek soruşturma sonunda, mevzuat hükümlerine aykırı tanıtım ve bilgilendirme yapıldığının tespiti halinde, ilgiliye yıllık üye aidat tutarının en fazla (3) katına kadar idari para cezası verilebilmektedir.
Yine Müdürlüklerce yapılan ihbar üzerine, Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğünce gerçekleştirilecek değerlendirme sonunda, mevzuat hükümlerine aykırı tanıtım ve bilgilendirme yapıldığının tespiti halinde, ilgiliye 550.059 TL tutarında idari para cezası verilebilmektedir.
Yönetmelik hükümlerine aykırı olarak tanıtım ve bilgilendirme yapıldığı tespit edilen uluslararası sağlık turizmi sağlık tesisi veya uluslararası sağlık turizmi aracı kuruluşu uyarılmakta; (1) yıl içerisinde ikinci kez tespit edilmesi halinde (1) ay, üçüncü kez tespit edilmesi halinde (3) ay süreyle kuruluşun ve tesisin sağlık turizmi faaliyeti durdurulmaktadır.
7- Yetkisiz, izinsiz veya ruhsatsız sağlık hizmeti sunumuna konu olan kişi, kurum ve kuruluşların karşı karşıya kalacağı yaptırımlar nelerdir?
Yönetmeliğin (10/6) maddesi uyarınca, ilgili mevzuata ve Bakanlık düzenlemelerine aykırı olarak yetkisiz, izinsiz veya ruhsatsız sağlık hizmeti sunumuna konu olan kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan tanıtım ve bilgilendirme faaliyetleri yapıldığının tespiti halinde, yetkisiz sağlık hizmeti sunulan yerlerin faaliyeti derhal durdurulmakta ve ilgililer hakkında 1219 sayılı Kanun ve 3359 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulmaktadır.
1219 sayılı Kanun madde (25) “Diploması olmadığı hâlde, menfaat temin etmek amacına yönelik olmasa bile, hasta tedavi eden veya tabip unvanını takınan şahıs iki yıldan beş yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.”
3359 sayılı Kanun Ek Madde (11) “Olağanüstü durumlarda mesleğini icraya yetkili kişilerce acil sağlık hizmeti ulaşana ve sağlık hizmeti devamlılık arz edene kadar verilecek olan sağlık hizmeti hariç, ruhsatsız veya yetkisiz olarak sağlık hizmeti veren veya verdirenler, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” ( Adli para cezasının günlük tutarı, 01/06/2024 tarihinden itibaren, 100-500 TL)
AV. AHMET ERAY KORKUSUZ
Resmi Arabulucu